İmamoğlu İddianamesi Boş Mu?

Ekrem İmamoğlu ve 400'den fazla kişi hakkında düzenlenen iddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ağır ceza mahkemesine sunuldu. Aylardır "iddianame nerede, yazacak bir suç bulamıyorlar ondan iddianame ortada yok" diyenler, 3800 sayfadan ibaret iddianameyi görünce yaşadıkları şoku, az çok sosyal medyaya ilgisi olan herkes açıkça gördü.

İddianamede Neler Var?

İddianame; 3800 sayfadan fazla, 400'den fazla şüpheli var, 143 ayrı suç açısından inceleme içeriyor. İddianame; 7 ana bölüme ayrılmış ve her bir bölümde detaylı incelemeler mevcut. Her bir eylem (suç) ele alınırken, o suçla ilgili şüphelilerin savunmaları, tanıkların beyanları, deliller ve tüm ilgili bilgiler iddianameye aktarılarak, enine boyuna tüm eylemler tartışılmıştır.

İddia: Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü

İddianame; Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu ve yönettiği bir suç örgütünün varlığı iddiasıyla başlamış ve tüm iddianame boyunca iddia edilen bu suç örgütünün tespit edilen 143 tane suç oluşturan eylemleri tartışılmıştır. Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı iken örgütün ana yapısını oluşturduğu, Beylikdüzü Belediye Başkanı döneminde de bir çok suç işlendiği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra örgütün faaliyetlerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde devam ettikleri, İBB döneminde suç örgütünün hem faaliyet alanını hem de suç türlerini genişlettiği iddiaları, ayrıntıları ile anlatılmıştır.

Akla Gelen 2 İhtimal

Ekrem İmamoğlu'nun cezaevinden açıkça yönettiği CHP yönetimi, iddianamenin yayınlanması sonrası mevcut tavırlarını hiç değiştirmediler. İddianame mahkemeye sunulduktan sonra, daha mahkeme üyelerinin iddianamenin kapağını açıp açmadıkları meçhul iken, sosyal medyaya sızan 4000 sayfaya yakın iddianame hakkında, CHP yönetimi ve Ekremci troller paylaşımlar yapmaya, mesajlar vermeye başladılar.

CHP yönetimi ve Ekremci trollerin bu kadar hızlı iddianame hakkında fikir ileri sürmelerinin 2 sebebi olabilir. Ya iddianameyi daha yayınlanmadan çok önce (çünkü iddianame 4000 sayfaya yakın) ele geçirdiler, iyice incelediler, ayrıntısı ile tahlilini yaptılar ya da hiç incelemeden hatta görmeden sosyal medyada paylaşımda bulunmaya, mesaj vermeye başladılar. 

Ne Dediler?

Aslında Ekremci troller ve mevcut CHP yönetimi, iddianame sonrası hiçbir şey söylemediler, daha doğrusu aylardır söylediklerinden farklı bir şey demediler. Önce "yargılama TRT'de yapılsın, var mı cesaretiniz" sloganını tekrar etmeye başladılar. "Atatürkçüleri susturamayacaklar, milli mücadelenin son kalesini ele geçiremeyeceksiniz" gibi yine Atatürk'ün ve onun manevi mirasının arkasına sığınmaya başladılar ve işlendiği iddia edilen suçları Atatürk'ün manevi şahsiyetiyle özdeşleştirerek 5816 Sayılı Kanun kapsamında binlerce suç işlediler.

Olaya daha derin bir bakış açısı geliştirenler de oldu. Mesela bazıları "sayfası fazla olan iddianame, içi boş iddianamedir" gibi bir saçmalık ortaya attı. Bu saçmalığı ortaya atmakla kalmadılar, buna insanların inanmasını da beklediler ve maalesef kendi kitlelerinin bir kısmı, inanmasa da savundu, ama çoğunlu gerçekten buna inandı. 

Bazı sivri akıllılar ise teknik açıdan olaya yaklaştılar. İddianamede 681 kez "duyduğum", 546 kez "duydum", 495 kez "bildiğim kadarıyla", 483 kez "hatırlamıyorum" gibi muğlak ifadeler geçmesi nedeniyle, iddianamenin aslında sağlam bir temel üzerine oturmadığını kastetmeye çalıştılar. Bu tespit, ilk bakışta çok teknik ve gerçekten de ayrıntılı bir analizin sonucunu ortaya koyuyormuş gibi bir hava doğursa da aslında sadece düşünme ve sorgulama yetisini kaybetmiş kişilerin inanacağı bir argüman olduğu, IQ'su dünya ortalamasının çok altında olanlar tarafından dahi rahatça tespit edilmekte ve bu tip paylaşım yapanların ise kötü niyetli olduklarını ortaya koymaktadır. Zira aynı iddianamede 4734 kez "para", 1775 kez "milyon", 1770 kez "bizzat", 1378 kez "biliyorum", 1225 kez "rüşvet", 1008 kez "usulsüz", 358 kez "gördüm" kelimeleri de geçmektedir.

İddianame açısından daha bir çok yönden eleştiri getirenlerin hepsi, yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere, hiçbir hukuki değeri olmayan safsataları dile getirmişlerdir.

Nerede Sustular?

Gerek Ekrem İmamoğlu'nun cezaevinden yönettiği CHP yönetimi gerekse de Ekremci troller, yaklaşık 4000 sayfalık iddianamede bahsedilen 143 suç ve suçlara dair delillere karşı, hep sus pus olmuş durumdalar. Banka hareketleri, ses kayıtları, kamera kayıtları, aktarılan paralar, nakit para transferleri, usulsüz işlemler, kişiye veya şirkete özel ihale düzenlemeler, ihale sonrası şartnameye aykırı işlem tesis etmelere göz yummalar vs. bunlara karşı ne troller ne de parti üyeleri, hiçbir şey diyemediler ve hâlâ diyememekteler. 

Aslında biz bu duruma alışığız. Daha soruşturmanın başında suç itahmalarına dair sorulan sorulara "bu soruya cevap vermek istemiyorum" diyerek susma hakkını kullanmaktan öte cevap verememezlik çaresizliğini dile getiren Ekrem İmamoğlu'nun "isnat edilen ve kesin delillerle desteklenmiş" suç ithamlarını görmezden gelmesi, iddia edilen "Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü" destekçilerine de sirayet etmiştir.

Sonuç

Başa döner isek, İmamoğlu iddianamesinin boş yani hukuki ispattan uzak, iftira yahut cumhurbaşkanı seçilmesin diye Ekrem İmamoğlu ve diğer kişilere kurulan bir kumpas olduğu yönündeki yargısal bir darbe niteliğinde olmadığı, gayet nettir. Ama bunu, iddia edilen Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü destekçilerine anlatmak mümkün değildir zira onlar, bu gerçeği anlamama üzerine oyunlarını kurmuş durumdalar.

Unutulmamalıdır ki hiçbir algı, tek bir olgudan dahi üstün olamaz. Deliller olgu, desteksiz söylemler algıdır. Atatürk'ün itibarına, manevi şahsiyetine, O'nun mirasına sığınarak işledikleri iddia edilen suçları, hiçbir savunma dahi yapmadan diret olarak Atatürk'ün ismini kullanarak aklamaya çalışanların yaptıkları algı, 5816 Sayılı Kanun'a açıkça muhalefet suçuna vücut vermekte, Atatürk ismi; yolsuzluk iddialarının aklandığı kutsal su haline getirilmektedir.

İmamoğlu iddianamesi dolu dolu bir iddianamedir ve makul şüphe ile düzenlenmesi gereken iddianame, makul şüpheyi de aşan bir titizlikle düzenlenmiştir. Algılarla varılacak yer; olguların karşısında yok olmak, hatta bu algılar nedeniyle ayrıca yargılanmaktır. Nihayetinde bir hukuki metin olan iddianameye ve iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcılarına ağza alınmayacak sözler söylemek, yargılamayı etkilemeye teşebbüs başta olmak üzere bir çok suça da vücut vermektedir.