İznik konseyi sonrası şu bildirge yayınlanmıştı:
"Biz tek bir Tanrı’ya,
her şeye kadir Baba’ya,
göğün ve yerin,
görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısına inanıyoruz.
Ve tek bir Rab İsa Mesih’te,
Tanrı’nın tek Oğlu,
her yaştan önce Baba’dan doğmuş,
Tanrı’dan Tanrı,
Işıktan Işık,
gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı,
doğmuş, yaratılmamış;
Baba’yla aynı özden.
O’nun aracılığıyla her şey yapıldı.
Bizim için ve kurtuluşumuz için
gökten indi;
Kutsal Ruh ve bakire Meryem’in bedeninde insan oldu.
Ve insan olarak aramızda yaşadı.
Pontius Pilatus’un yönetimi altında bizim için çarmıha gerildi;
acı çekti ve gömüldü.
Kutsal Yazılara uygun olarak üçüncü gün yeniden dirildi.
Göğe yükseldi
ve Baba’nın sağında oturdu.
Dirileri
ve ölüleri yargılamak için tekrar zaferle gelecek.
Krallığı asla bitmeyecek.
Ve Kutsal Ruh'a,
Rab'be, hayat verene inanıyoruz.
Baba
ve Oğul'dan gelir, Baba ve Oğul'a ibadet edilir ve yüceltilir.
Peygamberler aracılığıyla konuştu.
Tek bir kutsal katolik ve apostolik kiliseye inanıyoruz.
Günahların bağışlanması için bir vaftiz onaylıyoruz.
Ölülerin dirilişini
ve ahiret hayatını dört gözle bekliyoruz. Amin."
Her ne kadar bu bildirge, İznik Konseyi toplantısının bir sonucu olsa da aslında konseyde yaşanan bir çok tartışmayı da perdeliyordu.
İznik Konseyi Neden Toplandı?
İznik Konseyi'nin toplanmasının nedeni, bilinenin aksine dini değil, siyasidir.
Hristiyanlar içerisinde yaşanan "İsa Mesih Tanrı Mı Değil Mi? Tanrı ise bu tanrısallığın içeriği nedir?" tartışması nedeniyle oluşan çekişme, imparatorluk sınırları içerisinde bir "asayiş" sorunu haline gelmiş, yaşanan bu kaos, imparatorluğun siyasi birliğine zarar veriyordu. İşte buna bir son vermek için 1. Konstantin harekete geçti.
Asayişi sağlamak, bu sorunu çözmek ve yaşanan bu derin tartışmaya bir son vermek için Roma imparatoru 1. Konstantin, dünyadaki tüm kiliselerin piskoposlarını İznik'e davet ederek, İznik Konseyi'ni (Konsil'ini) topladı.
Ne Tartışıldı?
Her ne kadar bazı kaynaklarda, bu toplantıda "İncil"lerin tartışıldığı ileri sürülse de elimizdeki kaynaklar, İnciller tartışmasının hiç gündeme gelmediğini bize göstermektedir.
Bu toplantıda, 3 ana konu tartışıldı:
-Dinden çıkan (çıkarılan) kişilerin (özellikle piskoposların) tekrar dönüşü. Bu konuda, dinden dönenlere tekrar dönüş yolu açıldı ama alt bir kategoride bulunmaları şartı konuldu.
-Paskalya Bayram Tarihi. Bu konudaki tartışmaya da son verildi.
-İsa'nın Tanrısallığı ve Konumu. Tüm toplantının esas tartışma noktası burasıydı. Zira hem asayişsizlik buradaki sorundan kaynaklı çatışmalardan kaynaklanıyordu hem de Hristiyanlıkta birlik sağlanmasının tek yolu, bu sorunun çözümüydü.
İsa Nasıl Tanrı İlan Edildi?
İlk ayrım, İsa'nın bir tanrı olup olmadığıydı. Bu konudaki aykırı yani İsa'nın bir tanrı olmadığı yönündeki görüş tamamen yok sayıldı ve İncillerden ayetlerle bu görüş reddedildi.
İkinci ayrım ise, İsa bir Tanrı ise nasıl bir Tanrıydı? Bu konudaki tartışmalar, Hristiyanlıktaki esas ayrımı oluşturuyordu.
Fakat bu ayrım da tek bir açıdan ayrım şeklinde tezahür etmiyordu. Kimisi Baba ile Oğlun (İsa'nın) "aynı öz"den, kimisi de "benzer öz"den olduklarını savunuyorlardı. Bununla birlikte, aynı öz veya benzer öz görüşünü savunanların içerisinde kimisi İsa'nın Baba tarafından yaratıldığını, kimisi ise Baba tarafından yaratılmadığını, ezelden beri var olduğunu savunuyordu. Yani aynı ayrım içerisinde aslında bir çok alt ayrım vardı. En küçük ayrım bile, Konstantin tarafından kabul edilemezdi.
Her ne kadar 1. Konstantin'in toplantıda, çok cömert ve yumuşak bir tavır sergilediğinden bahsedilse de bir çok kişi, 1. Konstantin'in bu tavrının tüm sorunların son bulduğu ve asayişsizliğin bittiği bir bildiriyle toplantıya son verme istemesindeki sabrından kaynaklandığı konusunda hem fikirdi.
Tüm tartışmalar yapıldı, herkes İncillere ve diğer kutsal metinlere (mektuplara, vaazlara vs.) dayanarak görüşünü savundu. Hepsini bir arada toplamak mümkün görünmüyordu.
Her ne kadar bir çok tarihi kaynak, İznik Konsey'i sonucunda bir çok tartışmanın son bulduğunu söylese de aslında durum bundan çok daha farklıydı. Tüm toplantıyı yöneten 1. Konstantin, yumuşak ve uzlaşmacı bir yol izlenmesi yönündeki yaptığı konuşmalarla, hep bir ortak metinle toplantıyı bitirme amacıyla hareket ediyordu.
Ve Konsey Toplantısı Bitti
Yazının en başında yazdığımız metin, İznik İnanç Bildirgesi olarak sunulan bir açıklamadan ibaretti.
Metin çok iyi incelendiğinde, konseyde yapılan tartışmaların bir çoğu hakkında piskoposlar, "anlaşamadıkları konusunda anlaşmış" olduklarını dile getirmişlerdi.
Aynı öz ve benzer öz gibi derin inceliklere dair tartışmaların neticesi, başka bahara bırakıldı.
Örneğin bildirgede hem Babadan doğan bir İsa'dan hem de yaratılmış olmayan bir İsa'dan bahsediliyordu. Doğan ama yaratılmayan, aynı özden gelen ama doğmuş olmasından dolayı benzer öz taşıyan İsa, akıllar üstü bir Tanrı haline geldi. Bu bariz çelişkiler, derin ve uzun anlatılarla kotarılmaya çalışılsa da tarihin hiçbir kesiminde reddedilememiştir.
1. Konstantin hedefine ulaşmıştı. Bazı gruplar aforoz edildi (Ariusçular gibi), aforoz edilenler sürgün edildi, bildirgeye aykırı davrananlar cezalandırılacaktı ve bu bildirgeye Roma sınırları içerisinde bulunan tüm Hristiyanlar uygun davranacak, çatışmalara girmeyecekti.
Kim Kazandı?
İznik Konseyi Toplantısı sonucunda kazanan ne Baba ne Oğul ne de Kutsal Ruh'tu. Tek kazanan 1. Konstantin'di ve imparatorluk sınırları içerisinde siyasi iktidarını olumsuz etkileyen bir asayişsizliği bertaraf etmişti. Bizzat taraflara hukuki/bağlayıcı metin (İznik İnanç Bildirgesi) imzalatarak, yarın sorun çıkaranları rahatça yargılayabilecek ve sert tedbirler alabilecek, sorunları bastırabilecek ve bunu yaparken de asla "din karşıtı, inanç düşmanı" olarak görülmeyecek tam aksine, Hristiyanlığın kutsal bir savunucusu olacaktı.
1. Konstantin böylece, tahtını kutsal su ile yıkamış, inancın ve kutsal metinlerin koruyucusu haline gelmişti.
Kaynaklar:
-Antakyalı Evstatyus’un yazıları
-Atanas’ın, “İznik Konseyi’nin Kararları” adlı eseri (İ.S. 350 ile 354 yılları arasında yazmıştır) ve 369 yılında Kuzey Afrikalı dini liderlere yazdığı bir mektup
-Sezariyeli Evsebyus’un 325 yılında yazdığı mektup
Yazar: Bayram-Yuksekkaya - 7 minutes 41 seconds
Feminzm akımının güç kaybetmeye başladıkça daha da sertleşip Feminazi haline geldiğine tüm dünya şahit oldu. Gelinen noktada, Feminzmin Erkek Düşmanlığı ile eşdeğer hale geldiğini söylediğimizde, bizi eleştirenler...
MoreYazar: Bayram-Yuksekkaya - 5 minutes 58 seconds
Feminzimin ve özellikle post-modern feminzm veya daha doğru ifadeyle, postmodernizm ile yine her zamanki gibi strateji, kavram ve şekil değiştiren feminizmin, 21 yyda ulaştığı noktada en doğru ismi; “Feminaz...
MoreYazar: Bayram-Yuksekkaya - 1 minutes 3 seconds
Hemen başta söyleyelim, her şey şeklindeki yazım doğrudur. Ama maalesef aksini savunanlar bitmiyor. Özellikle sanal iletişim programlarının hayatımıza girmesiyle, bir çok kelimenin, kelime grubunun ve kavramlar...
MoreYazar: Bayram-Yuksekkaya - 3 minutes 41 seconds
Hakkari Yüksekovada 12 yaşında bir kız çocuğumuz olan Eslem Teker, köpeklerin saldırısı sonucu ağır yaralandı ve maalesef tüm müdahalelere rağmen, kurtarılamadı. Bu olay, kısa bir süredir uykuda bulunan başıboş kö...
MoreYazar: Bayram-Yuksekkaya - 2 minutes 59 seconds
Ümit Özdağ tutuklandı. Neden? Mercek altına alalım. Ankarada bir restoranda akşam yemeği yerken, restoranın yakınındaki tüm yollar kesilerek gözaltına alındı. Gerekçe: Cumhurbaşkanına Hakaret!! Soruştur...
More