2023 yılında, CHP ve HDP/DEM yakınlaşması nedeniyle büyük yara alan CHP ve HDP/DEM, hem toplum nezdindeki meşruiyet zeminini yeniden kazanmak hem de bu ittifaka itiraz eden CHP'nin elitlerinin çekincelerini ortadan kaldırmak için bir formül aranıyordu. DEM, Kandil'den gelen sert emirleri uygulamakta zorlanmaktaydı. Zira Kandil ve İmralı'nın taleplerinin siyasi zeminde DEM'i yeni bir kapatma davasına götüreceği açıktı.
Hem CHP hem de DEM, bu kıskaç içerisinde çıkış yolu arar iken, İstanbul yerel seçimlerinde "İstanbul İttifakı" olarak ortaya atılan ve DEM'den tavşan aday göstererek Ekrem İMAMOĞLU'nun seçimi kazanmasının önünü açmak için bir formül üretildi. Üretilen bu formüle göre DEM aday gösterecek ancak Ekrem İMAMOĞLU'nun kazanmasını engellemeyecek ölçüde oy verilerek, Ekrem İMAMOĞLU'nun seçimi kazanması sağlanacak ve böylece İstanbul İttifakı sonuç verecekti.
Her iki taraf da plana sadık kaldı ve ittifak meyvesini verdi. İşte tam bu noktada, "Kent Uzlaşısı" temelleri de atılmış oldu. Kent uzlaşıları ile DEM, Kandil ve İmralı'dan gelen ve kötü sonuçlar doğuracak girişimler "CHP kabul etmiyor" diyerek geri çevirmeye haklı bir zemin kazanacaktı. CHP de kendi içerisindeki çatlak sesleri "siyasi ittifak yok, kent uzlaşıları var ve sadece yerel yönetimlerle sınırlı" diyerek susturacaktı.
Kent uzlaşısı kavramı ve içeriği her ne kadar bugün DEM tarafından sahiplense de hem isim babası hem fikir babası hem de temel manifesto belirleyicisi Ekrem İMAMOĞLU'ydu.
DEM ve Geçmişi
Kürt siyasi tarihi olarak anılan ancak Kürtlerle değil tamamen PKK ile alakalı olan ve HEP ile başlayan süreci bilmeden, DEM hakkında fikir yürütmek, ahmaklık olacaktır.
80 darbesi ile siyasi partilerin yasaklılık dönemi biter bitmez, 1990 yılında PKK da siyasi zemin kazanma amacıyla HEP'in (Halkın Emek Partisi) kuruluşunu sağladı. SHP'nin bünyesinde meclise giren HEP'lilerin daha "dakika bir gol bir" denilecek tarzda, Leyla Zana'nın mecliste Kürtçe yemin etme girişimi ile amaçlarının demokrasi değil mecliste kaos yaratma olduğu belli oldu. Aslında bu malumun ilanıydı. SHP, eleştirilerin hedefine konuldu. SHP "yasal olarak izin verilmiş bir parti" diye HEP'i savunurken, diğer yandan baskılara göğüs germeye çalışıyordu.
Nihayetinde HEP'li vekiller, 1992'de SHP'den ayrılıp kongreye gittiler. Kongrelerinde PKK bayrağı açmaları üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın radarına giren HEP hakkında soruşturma açıldı. Bu işin kapatma davasına kadar gideceğini bilen HEP'liler hemen yedek parti olarak 1992 yılında ÖZDEP'i (Özgürlük ve Demokrasi Partisi) kurdular. HEP'lilerin hepsi ÖZDEP'e geçti. HEP kapanınca, HEP'in devamı olduğu gerekçesiyle (ki HEP'lilerin büyük bölümü ÖZDEP'e geçmişti ve iddia haklıydı) ÖZDEP hakkında da kapatma davası açıldı. Bu sefer 1993 yılında DEP (Demokrasi Partisi) kuruldu. 1993'te DEP'li vekiller yine her zamanki gibi SHP'nin listesinden meclise girdiler. ÖZDEP'in bu arada kapatılma kararı çıktı ama DEP'in, ÖZDEP'in devamı olduğu açıkça belli olduğundan 1994'te HADEP (Halkın Demokrasi Partisi) kuruldu. DEP'liler yine her zamanki gibi HADEP'e transfer oldu. Bu arada DEP'in kapanma kararı geldi. HADEP de DEP'in kapatılması ve fiili devamı olması nedeniyle hakkında kapatılma davası açılınca bu sefer 1997'de DEHAP (Demokratik Halk Partisi) kuruldu. DEHAP, bu sürecin aynı şekilde işlemesine engel olmak ve o dönem bir çok parti ile ittifak yapması nedeniyle kendini feshetme sürecine girdi. Aynı anda DTP (Demokratik Toplum Partisi) kuruldu ve Ahmet TÜRK partinin başına geçti. Ancak DTP hakkında yine kapatma davası açılınca BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) kuruldu. DTP'li dört belediye haricinde 94 belediye başkanı BDP'ye katıldı ve meclisteki 19 DTP'li vekil de BDP'nin saflarına geçti. Yaşanan kapatma davalarındaki belediye başkanları ve milletvekili ayrı kulvarlarda olmalarına rağmen aynı kaderi paylaşmalarını engellemek için bir formül geliştirildi: BDP isim değiştirerek "Demokratik Bölgeler Partisi" adını alarak DBP adını aldı ve ayrıca Halkların Demokratik Partisi ismiyle (HDP) yeni bir parti kurularak, yerel yönetimlerde DBT, genel seçimlerde HDP olarak parti ikiye ayrıldı. Yereldeki DBT'nin bir çok belediyesine kayyum atanınca, bir HDP milletvekili HDP'den istifa ederek DBT'nin başına geçti ve eş genel başkan oldu. Böylece ayrılan DBT, HDP'nin bünyesine girdi. Ancak HDP hakkında kapatma davası açılma sürecinde bu sefer DEM (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) kuruldu.
Şimdi DEM Parti hakkında söylenen en popüler söz neydi? "Yasal olarak kurulmuş legal bir parti ve hakkında kapatma kararı yok". Aynı sözü 90'lı yılların başında SHP'de söylemişti ve Ecevit'in dediği gibi "PKK'nın siyasi kanadı olan bu kişileri SHP meclise soktu".
DEM ile Ortaklık "Kent Uzlaşısı"
Siyasi geçmişi HEP'ten DEM'e yukarıda özetlenen bu zihniyet ile Kent Uzlaşısı adı altında kurulan ittifakın, bir terör faaliyeti olup olmadığının kararını, bu bilgiler ışığında aramak gerekir. HEP'ten bu yana PKK'nın odağı haline gelen bir geleneğin ürünü DEM ve 80 ihtilali ile kapatılan CHP'nin o dönemki bakiyesi SHP ile başlatılan destek geleneğini bugün devam ettiren CHP'nin oluşturduğu Kent Uzlaşısı ile son zamanlarda CHP'li ve DEM'li belediyelere açılan terör faaliyeti soruşturmaları...
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Kent Uzlaşısı hakkında "terör faaliyeti" şüphesinin yoğunlaştığını ama kesin kararı yargının söyleyeceğini belirlemek yanlış olmamakla beraber, açılan soruşturmalarla yargının da görüşünün menfi olduğunu da inkar etmek mümkün değildir.
Yazar: Bayram-Yuksekkaya - 3 minutes 41 seconds
Hakkari Yüksekovada 12 yaşında bir kız çocuğumuz olan Eslem Teker, köpeklerin saldırısı sonucu ağır yaralandı ve maalesef tüm müdahalelere rağmen, kurtarılamadı. Bu olay, kısa bir süredir uykuda bulunan başıboş kö...
MoreYazar: Bayram-Yuksekkaya - 6 minutes 44 seconds
Bebek katili Abdullah Öcalan, PKK koşulsuz, şartsız silah bıraksın, kendini feshetsin çağrısı sonrası bölücü terör örgütü ateşkes ilan etti. Ama sonradan bazı şartlar öne sürmeye başladı. Bunlar başka konular. ...
More